Beden memnuniyeti algısı

Beden imajı memnuniyetsizliği ve yanlış vücut ağırlığı algısı, gençler arasında giderek artan bir sorundur.  Beden imajı, kişinin kendi bedenine veya fiziksel görünümüne ilişkin öznel memnuniyet veya memnuniyetsizlik algısıdır. İdeal beden imajına yönelik endişe hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerdeki genç kadınlar arasında giderek artan bir probleme dönüşmektedir.

Gelişen ve sürekli değişen kentlileşme algısı, hızlı ekonomik değişimler, internet ve sosyal medyanın etkisi ile değişen yaşam stilleri gelişmiş ve böylelikle gelişmekte olan ülkelerdeki gençler arasında beden algısının değişmesine hatta bozulmasına neden olmuştur.

 Özellikle son yıllarda sosyal medyanın da etkisi ile değişen yaşam stilleri, aşırı kilo ve obezite, pek çok hastalık için önemli risk faktörleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu hastalıklar; diyabet ve kanser de dahil olmak üzere çok sayıda kronik hastalık ve kardiyovasküler hastalıklardır.

Çocuklar ve gençler tarafından sürekli oynanan internet oyunları ise obezitenin en önemli tetikleyicisidir. Gençler arasındaki beden imajına sadece hazır endüstriyel gıdalara bağlı olarak artan obezite değil, aynı zamanda iyi beden imajı oluşturma aşamalarından birisi olan zayıflık da zarar vermektedir. Aşırı zayıf olmayan gençler, bedenlerinden memnun olmamaktadır.

Türkiye’de 2024 yılında yapılan bir araştırmaya göre, 15 yaş ve üzeri nüfusun %32,1’i obez, %34,6’sı ise fazla kiloludur. Bu oranlar; cinsiyet, yaş, eğitim, gelir, bölge ve kırsal-kent ayrımına göre değişiklik göstermektedir.

Obezite oranı:

·       Kadınlarda %39,9, erkeklerde ise %24,4’tür.

·       Yaş ilerledikçe artmakta, eğitim ve gelir düzeyi yükseldikçe azalmaktadır.

·       Kırsal kesimde %29,8 iken kentte %33,7’dir. 

·       Bölgelere göre de farklılık göstermektedir. En yüksek oran %38,5 ile Doğu Anadolu Bölgesi’nde, en düşük oran ise %25,9 ile Karadeniz Bölgesi’nde görülmektedir.

Son zamanlarda benden en çok yardım istenen konuların başında ebeveynlerin “Çocuğum saatlerce bilgisayarda oyun oynuyor ve odasından dışarı çıkmıyor. Ne yapmalıyım, bize nasıl yardımcı olabilirsiniz?” serzenişleri geliyor. Bir danışanım, kendisini oyun oynamaktan alıkoyamadığı için ağırlığının 120 kilograma ulaştığını, okula devam edemediğini ve tüm yaşam enerjisinin tükendiğini söyledi. Buna benzer insanlar artık herkesin etrafında bulunmaktadır.

Bu süreçlere önlem almak isteyen anne-babaların; çocuklarında doğa sevgisi geliştirmelerini, çocuklarıyla doğada yürüyüşler yapmalarını, sosyalleşmelerini sağlayacak spor, sanat ve kültürel etkinliklere önem vermelerini tavsiye ederim. Ayrıca evlerde Türk kültürünü yansıtan yemekler yapılmalı, mümkün olduğunca çocuklar da yapım sürecine dahil edilmeli ve hazır gıdalardan da uzak durulmalıdır.