Tarafsız haber için doğru adrestesiniz. Haber, Haberler, güncel haberler, internet haber,son dakika haberleri, ogaste.com farkıyla takip edin. En son haberlere bizimle ulaşın.
Yasal Uyarı: Sitemizdeki tüm yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılması kesinlikle yasaktır. -
Copyright© 2006-2024 Tüm hakları saklıdır.
HABER YAZILIMI ve
TURKTICARET.NET projesidir
Ortadoğu’yu neler bekliyor?
Yeni yayınlanan ‘İran, Suriye Savaşı ve Hizbullah’ adlı kitabında Hizbullah’ın portresini geniş bir kontekste ele alıp, Suriye savaşındaki rolünü analiz eden Dr. Suat Ayhan, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın öldürülmesine ve İran’ın Ortadoğu’daki en önemli vekil gücü Hizbullah’a dair Ogaste’ye açıklamalarda bulundu.
Lübnan'da Şii topluluğun en önemli temsilcisi konumunda Hizbullah’ın kuruluşundan günümüze kadar İran’ın Ortadoğu’daki ulusal çıkarlarına ve güvenlik stratejisine hizmet eden en önemli vekil gücü olduğunu belirten Dr. Suat Ayhan, “Hizbullah aynı zamanda bölgede İran’ın Şii milis güçlerinden biridir. 1979 yılında İran’da gerçekleşen İran İslam Devrimi’nden beri Hizbullah İran’ın askeri, siyasi ve ekonomik açıdan desteklediği önemli bir aktörlerden biri olmuştur. Zamanla Lübnan’da kurumsallaşan, devlet içinde devlet veçhesinde olan Hizbullah, özellikle İsrail karşıtı duruşu ve söylemiyle dikkatleri üzerinde toplamıştır. Nitekim bölgedeki hamisi konumunda olan İran da devrimden beri aynı tavrı sergilemekte, aynı diskuru kullanmaktadır. İran’ın bölgedeki dış politikasının bir uygulayıcısı olarak telakki edebileceğimiz Hizbullah’ın İsrail’e karşı savaşı ve direnişi Arap dünyasında popülaritesinin artmasını sağlamıştı. İran’ın öncülüğünde oluşan ve İsrail karşıtlığı etrafında bir teşekkül olan direniş ekseninin önemli bileşenlerinden biri olan Hizbullah’ın Arap dünyasındaki algısı, Suriye savaşına dâhil olmasıyla değişmişti. Suriye savaşına Hizbullah’ın İran’ın bir Şii milis gücü olarak dahil olması Hizbullah’ın paradokslarını ortaya çıkarmıştı. İran Suriye’deki ulusal çıkarlarını korumak ve Levant’taki güvenliğini sağlamak amacıyla Şiiliği araçsallaştırıp Hizbullah’ı bu politika doğrultusunda Suriye rejiminin yanında savaşmaya kanalize etmişti. Suriye rejiminin ayakta kalması İsrail’in bölgedeki çıkarlarına tersti. Çünkü İsrail’in başat politikası Direniş Ekseni’ni parçalamak olmuştur. Daha geniş bir perspektiften bakarsak İsrail’in nazarında Hizbullah, İran’dı. Çünkü İran, bölgede İsrail’e karşı olan dolaylı savaşını vekil güçleriyle vermektedir. Hizbullah bu vekil güçlerin en başında gelmektedir” dedi.
NASRALLAH’TAN SONRASI
Bugün Hizbullah’ın Hizbullah’ın Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ile daha çok konuşulur olduğunu ifade eden Ayhan, “Nasrallah bugüne kadarki konuşmalarında, röportajlarında her daim İsrail karşısındaki direniş söylemine vurgu yapmıştır. İran’ın liderliğinde oluşan Direniş eksenini zinde tutan şey İsrail karşıtlığı olmuştur. Burada sorulması gereken en önemli soru Hizbullah’ın Lübnan’ın çıkarlarını koruyan bir aktör mü yoksa İran’ın Levant’taki çıkarlarına hizmet eden bir güç olduğuna dairdir” ifadelerini kullandı.
İRAN’A KARŞI ÖNEMLİ HAMLE
Nasrallah’ın öldürüldüğü son saldırıyı İran’ın bölgedeki çıkarlarını baltalamaya yönelik hamlelerinin en önemlisi olarak okumak gerektiğini belirten, Ayhan, “Çünkü Hizbullah bölgede İsrail’e karşı savaşan ve İsrail’in tehdit algısında her daim ön planda olan bir aktör olagelmiştir. Nasrallah sonrası dönemde Hizbullah’ın üzerinde İran’ın etkisi artacak gibi görünüyor. Çünkü Hizbullah İran’ın İsrail’e karşı bölgedeki en önemli caydırıcı gücü konumunda. Ayrıca burada gözden kaçırılmaması gereken bir husus da bölgedeki Sünni Arap güçlerin yaklaşımı olacaktır. İran’ın yayılmacılığından endişe duyan ve bölgede Hizbullah’ı İran’ın ajandasını uygulayan bir örgüt olarak gören Sünni Arap güçlerin Nasrallah’ın öldürülmesine yönelik tutumları oldukça önemli görülmektedir. Çünkü bu tutum İsrail’in bölgedeki irredantist politikasının seyrine etki edecektir” diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler