Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Gözümüz aydın  bir sendromumuz daha oldu

null

Haber Giriş Tarihi: 22.11.2024 12:46
Haber Güncellenme Tarihi: 28.11.2024 01:20
Kaynak: Haber Merkezi
ogaste.com
Gözümüz aydın  bir sendromumuz daha oldu

 

          HİKİKOMORİ

         25 yıllık eğitimciyim ,iki çocuk annesiyim.Hep ergenlerle çalıştığımdan pek çok probleme ve değişik sendromlara tanık oldum.Buna rağmen bizim kuşak bilir ki;biz lisedeyken ergenlik sorunlarından hiç söz edilmezdi.O zaman da kendi içimizde yaşadığımız sorunlarımız vardı da adı “ergenlik bunalımı” değildi.Belli ki henüz adı konmamıştı. Hiperaktiviteyi de pek bilmezdik mesela...Onun yerine ,yaramaz çocuk, vardı.Bir anne terliği, ya da, babamızın keskin bir bakışı durumu stabil hale getirmeye yeterdi.

        Günümüze gelecek olursak; artık her yaşın ,her durumun  bir sendromu var. Kavramlar artıyor;çocuklarımız sokaklardan evlere, evlerden odalarına ,odalarından ceplerine sığmaya çalışıyor. Elbette dışarıdakinden çok daha tehlikeli bir dünyaya maruz kalıyor. Bağımlılıklar artıyor, birey odasından çıkmıyor,işlevsel bozuklukluklar ile patolojik sorunlar ortaya çıkıyor.

       Veee hadi adını koyalım:Hikikomori

        Tüm dünyada,sadece gençlerde değil;yetişkin yaş gruplarında da görülen bu sendrom önce Japonya’da belirdi.Hikikomori rahatsızlığı olan birey ,günde sekiz saatten fazla elektronik cihaza maruz kalıyor ve giderek kendini daha fazla izole ediyor. Bir süre sonra gerek okul hayatından gerekse sosyal hayattan tamamen kopuk yaşamaya başlıyor.

        Dikkat çekici noktalardan biri:Çocukların,hatta bebeklerin çok erken zamanda telefon ve tabletle tanışmalarının yetişkinliklerine etkisi.Cihaza maruz kalan bebeğin sosyal yaşamını geliştirecek yeteneği besleyememesi.Yani şimdi eline telefon verdiğimiz bir küçük çocuk ,şu an olmasa da yetişkin olunca hikikomori rahatsızlığı olan bir birey olabilir.

       Bir başka çarpıcı nokta ise :Bu sendroma yakalanan kişilerin %70-80 oranında erkeklerden oluşması.Tabii kişinin içe dönük mizacı da  bir başka  etken.

       Sonuç olarak:Kişi kendini uzun süre odaya kapatıp; kendini sosyal medyada gördüğü sahte kahramanlarla mukayese edip;  “ben niye böyle değilim”diyerek kendini daha da izole ediyor.İhtiyaç duyduğu sosyal hayatı ise kim olduğunu hiç bilmediğimiz kişilere emanet ediyor.Odasında tek başına sanılan birey ,aslında tüm dünyayı odasında barındırabiliyor.Bu sahte kalabalıktan çıkıp,gerçek dünyaya adımını atamıyor ve maalesef günlerce odasında kalıyor. Yani “Hikikomori Sendromu” geçiriyor.

 

Bu yazıya bir düşünme sorusu ekledim:

      “Bir zamanlar ,çok büyük olan bilgisayarlar küçüldükçe cebimize mi girdi;yoksa onların hacmi küçülürken kapsama alanları genişleyince  biz mi onların kapsama alanlarına girdik ve orada hapsolduk?”

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.