Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

'İmralı açılım'ı ve merkez sağın şaşkınlığı

Yazının Giriş Tarihi: 23.10.2024 09:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.11.2024 12:24

Geçen hafta, iktidar blokunun “Dört Ayaklı Masa” adıyla yeni stratejisini aktarmıştım.

Bahçeli’nin dünkü grup konuşması ve ardından Erdoğan’ın İl Başkanları ve Özel’in CHP grubunda yaptığı konuşma, yazıda aktardığım tespitlerimi doğruladı.

Bu yeni stratejinin en önemli noktasının; Suriye’de kurulması olası bir(PKK'yi kontrol altına alıp) Özerk Kürt Yönetimine onay vermek” ve içeride, bir anlamda 'İmralı  açılımı' politikası olduğunu belirteyim.

...

Güncel siyaset şaşkın. Henüz bu kurguya ne diyeceğini planlama aşamasında olmasına karşılık, İYİ.P, Zafer P, Millet P ve kurulmakta olan yeni milliyetçi/muhafazakar partiler, bunun bir ihanet projesi olduğu tezi üzerinden bir söylem geliştirerek, MHP’nin alt düzey kadroları ve tabanı ile AKP nin İç Anadolu ve Karadeniz’deki milliyetçi tabanına yönelik söylem geliştiremeye başladılar.

Çünkü bu politikanın esas şaşkınlık yaratan tarafı, yıllardır açılımın tam tersi, sert milliyetçi ve kayyumcu politikalar uygulayan AKP’nin ve de en önemlisi de varlık şartı bu politikaya karşı olan MHP’nin açılım politikasını tabanına nasıl anlatacağı, partilerinde bir dağılma ve kopuş yaşanıp yaşanmayacağı konusudur.

...

Çünkü, bu partilerin ideolojisi ile yürüttükleri siyaset farklılığının o partileri bir dağınıklığa sürükleyeceğini, tutarsızlığın o partileri gerileteceği beklentisinin hayli gelişkin olduğunu varsaymaktalar.

Ancak bu varsayım gerçekleşmeyebilir.

Bunun iki nedeni var.

Birincisi; İdeoloji ile siyasetin aynı şey zannedilmesinin yarattığı yanılgı.

İkincisi; İktidar blokunu oluşturan partilerin, kadroları ve tabanın iknasında kullandıkları özgün algıları.

...

Birincisinden başlayayım; ideoloji dediğimiz şey; belirli bir dünya görüşü, değerler sistemi ve toplum yönetimine dair bir inanç modelidir.

Siyaset ise, toplumdaki farklı grupların iktidar, yönetim ve kamu kaynaklarının dağıtımı gibi konularla ilgili pragmatik süreçlerini ifade eder.

İdeoloji, siyasetin temelini oluşturur. Ancak siyaset; ideolojiden daha geniştir ve farklılıklar gösterir.

Çünkü siyaset; güç ve çıkar çatışmalarını, diğer yapılarla yürütülen diplomasiyi, her alanda pragmatizi öne çıkaran unsurları da içine alır.

...

Günün Türkiye’sine baktığımızda, bir siyasi odağın, ideolojik referansı yerinde duruyor olmasına rağmen, uyguladığı siyasetin farklı seyrettiği politikalarla karşı karşıya geldiğimiz çokça durum var. Bu ilk planda bir şaşkınlık yaratıyor olabilir.

Örneğin iktidar bloku partileri, ideolojisi referansını hiç bozmadan bu güne geldiler. Ancak, çeşitli zamanlarda uyguladıkları siyaset, ortaya çıkan konjonktürel imkanlar ve pragmatizmle iş yapmaya devam ediyor. 

Konunun muhatapları olarak ele aldığımızda, Erdoğan’ın baştan beri siyasetteki etkili olma modeli tamamen pragmatizm üzerine kuruludur. İdeolojik tutarlılık diye bir derdi yoktur.

Ama değişmeyen, bir deolojik bir tutumu vardır. Keza Bahçeli’nin de öyle.

Çünkü bu partilerin ve liderlerin, ideoloji ile yaptığı siyaset arasına çelişki gibi gözüken şeyin, taban ve kamuoyu nezdinde gidermesini sağlayan çok önemli ve kabul gören bir algı yönetimine sahipler.

Sahip oldukları şey, aslında toplumca kabul gören bir özne. O özne de, “devlet” oluyor. 

DEVLET PROJESİ ALGISI

Devlet “özne” olunca, işin içine bekaa giriyor. Bu durumda siyasetten yürütülen politika, bu yolla meşruiyet alanı buluyor ve kabul görüyor.

Sunulan modellerin adı “Devlet Projesi, Devlet Aklı” oluyor ve taban açısından akan sular duruyor.

Böylece gerek kendi taban ve kadroları, gerekse de toplum açısından tutarlı ve dirençli olarak savunulan ideolojiye gönderme de yapılabiliyor.

O nedenle, siyaset ile ideoloji aynı zannedenler için, iktidar bloku partilerin politikalarında zaman zaman çelişki varmış gibi gözükmesine neden oluyor.

 

BU AÇILIM DEMOKRASİ GETİRMEZ

Bu değerlendirme ışığında birinci olarak şunu söylemek mümkün; ortaya çıkan bu ‘açılım’ politikası, bu partiler açısından bir ideolojik yenilenme değildir. Demokrasi bekleyenler heveslenmesin. Bu sadece siyasetin pragmatizmi ile çözüme ulaşma hedefidir.

İkincisi; ‘açılımı’ ideolojik bir değişim olarak okumak ve o partinin ideolojisiyle çelişmesi olarak görüp, çözülme beklemek, bir hayal kırıklığına yol açabilir.

Elini ovuşturan sağ siyasi partiler, iktidar bunu bence bir “devlet projesi” olarak sunacaktır, sizin de bu partilerin tabanlarından pay kapmanız hayal olabilir.

...

Tabii kolay değil, bu politikanın hayata geçmesi, biraz da muhalefet partilerinin geliştireceği alternatif politikaların ve güncel siyasi taktiklerinin, iktidar blokunu ne derece yıpratıp, yıpratmayacağına bağlıdır.

...

Tutar mı, tutmaz mı?

Tutmazsa erirler.

Tutarsa, merkez sağın diğer partilerini eritirler.

CHP ve DEM en az zararla çıkar, ama CHP iktidar şansını yitirir.

...

Nasıl gelişeceğini hep beraber göreceğiz.

 

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.