Tarafsız haber için doğru adrestesiniz. Haber, Haberler, güncel haberler, internet haber,son dakika haberleri, ogaste.com farkıyla takip edin. En son haberlere bizimle ulaşın.
Yasal Uyarı: Sitemizdeki tüm yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılması kesinlikle yasaktır. -
Copyright© 2006-2024 Tüm hakları saklıdır.
HABER YAZILIMI ve
TURKTICARET.NET projesidir
Necati Kartal
Basın Bayramı(!)
Bugün hem bizzat ziyarete gelen dostlar ile sosyal medya ve mesaj yoluyla Basın Bayramı’nı kutlayanlara teşekkür ederek başlayayım.
Aslında ne kutlanacak bir bayram ne de bu bayram dolayısıyla elde edilmiş bir hak ve gelenek var.
Çünkü, 24 Temmuz resmiyette, Gazeteciler ve Basın Bayramı olarak adlandırılsa da, aslı Sansürün Kaldırılışı ve Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü’ olarak tanımlanması daha doğrudur.
Ama biz de “Bayram” tanımlamaları ya dini ya da milli bir mevzunun günü olarak kabul gördüğünden, bayram olması pek anlamlı bulunmamış ve zamanla kalkmıştır.
Peki nereden gelir bu bayram!..
Hikayesi şöyledir; “İstanbul’da çıkan gazeteler, Osmanlı Devleti'nde II. Meşrutiyet'in ilan edildiği 24 Temmuz 1908 günü Abdülhamit Döneminin sansür memurlarını gazeteden içeri sokmama ve gazetelerini sansüre yollamadan direkt basma kararı vermişti. Bu olayın yıldönümü, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 1948 yılında aldığı kararla Basın Bayramı” olarak ilan etmiştir.
24 Temmuz günü 22 yıl boyunca meslek örgütleri tarafından "Basın Bayramı" olarak kutlandı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, 12 Mart 1971 Muhtırası sonrası baskıların İstibdat Dönemi'ni hatırlattığı gerekçesiyle "Basın Bayramı" ifadesinin kaldırılmasına karar verdi. "Basın Bayramı", "Geleneksel Gazeteciler Günü ve Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü" adını aldı.
Ancak zamanla, gerek her dönemin iktidar sahipleri, gerekse devlet yüksek bürokrasisi, “özgürlük-mücadele” gibi lafları pek sevmediğinden, pembeleştirerek “Gazeteciler ve Basın Bayramı” tanımlamasını uygun gördüler.
Ve de “sansür hiç kaldırılmadığı” için, ‘ne bayramın, ne de mücadele günü’nün bir anlamı da kalmadı.
Yine de bizi hatırlayıp, kutlama nezaketini gösteren tüm dostlarımıza teşekkür ederim.