Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Devletin ‘milleti ve ülkesi’ olur mu?

Yazının Giriş Tarihi: 14.10.2024 12:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.11.2024 12:29

Geçen hafta, önce söyleyip sonra yanlış anlaşıldım, çarpıtılıyor denen bir model varya, onu bu kez, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş sahaya sürdü. Kurtulmuş,  Anayasanın 3’üncü maddesine atfen; ‘devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü’ ifadesini yanlış bulduğunu, “Devletin ülkesi olmaz. Devletin milleti olmaz.”  diyerek, hani o çokça kullanılan, “tek devlet, tek millet” ama, o ‘tek devletin ve tek milletin”  ismi ve anlamı’ bir türlü söylenmiyorya, Numan Kurtulmuş’un önerisindeki gizli noktada buydu aslında.

Çünkü, siyasal İslamın “Millet”  anlayışı ile literatürde kabul gören “Millet” anlayışı birbirine taban tabana zıttır.

Ben şimdi, muhattap cümlede kullanılan devlet, ülke, millet kavramlarını, açmak istiyorum.

DEVLET-MİLLET-ÜLKE

En genel ve uluslararası literatürde kabul gören ve siyasi olarak nasıl bir devlet sorusunu bir kenara bırakırsak, kavram anlamında derleme olarak tanımlanan Devlet; “toprak bütünlüğü olan siyasal bir bakışla örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık” diyebiliriz.

 En basit açıklamayla devletin dört unsuru vardır.

     1-    Sınırları belirlenmiş, bir toprak parçası (Coğrafi alanı, sınırları) olması gerekir, biz buna ülke diyoruz.

     2-    Bu ülke toprağında,  hak ve ödevleriyle yaşayan insan topluluğu gereklidir, biz buna millet diyoruz.

     3-     Anayasa veya bir temel yasaya uygun olarak kurulmuş bir bürokratik ve hukuki mekanizma gerekir, biz buna Siyasi Düzen diyoruz.

     4-    Uluslararasında tanınma gerekir, biz buna egemenlik ve meşruiyet hakkı diyoruz.

En basit tanımıyla olmazsa olmazlarıyla devlet budur. Devletin çeşitli biçimleri ve kendine uygun çeşitli siyasi rejimleri vardır,  bu ayrı bir tartışma konusudur.

Buradan hareketle, Numan Kurtulmuş’un ilk cümlesi boşa düşmüş oluyor.

Demek ki, “devletin ülkesi ve milleti olmaz” lafı doğru değildir, devletin ülkesi de olur, milleti de.

Dünyada bugün, ülkesi ve milleti olmayan bir devlet yoktur.

Şimdi gelelim, işin altında yatan, “millet” meselesine;

MİLLET - ULUS NEDİR?

Aslında özü itibariyle Millet ile Ulus aynı kavramı ifade eder.

Ancak, millet daha çok sağ yorumcuların, soy esas alınarak, etnisiteleri de o soyun içerisinde alt kültürler olarak tarif ettiği ve zamanla birlik oluşturarak ortaya çıkan topluluğu oluşturan siyasi tanımdır.

Ulus kavramını ise, daha çok sol yorumcuların, soy kavramı yerine, tüm etnisitelerin ortak dil, ortak kültür, ortak gelecek kurdukları birliği ifade eden bir modeli anlatan siyasi tanımdır.

Atatürk’ün tarifi de, bir nebze soy yerine, ortak birliktelik anlamına gelen modele kaçmaktadır.  Bunu da “Halk, Türk halkı” olarak tarif eder. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti, çok uluslu bir imparatorluğun toprağında kurulmuş, içinde birçok etnisetenin bulunduğu şartlarda ulus devlet ve ulus yaratma çabasını vermiştir. Tanımın siyasi ve sosyolojik alt yapısını oluşturan etmen de budur.

Şimdi Millet veya Ulus dediğimiz kavramı açalım.

Özü itibariyle çok eskilerde ulus yoktu. O dönemde olan şey;  aşiret, boy, kavim türü, kendi iç hukuku ve geleneklerine göre yaşayan topluluklardı diyebiliriz. Millet kavramı 18 yy’da şekillenmeye başladı. Yani kapitalizmin gelişmesi, iç pazar, pazar birlikteliği, kardeşlik, yurttaşlık kavramlarıyla doğdu.

Tarif etmek gerekirse;  Millet-Ulus dediğimiz kavram, birçok tanım içerisinden çıkararak özetlersek; çeşitli ağırlık noktalarına göre şu beş unsurun varlığıyla oluşmaktadır.

Bunlar;

    1-    Dil birliği dediğimiz şey, yani ulusun her köşesinde konuşulan ortak bir dili oluşması gerekir.

    2-    Toprak bütünlüğü. Yani yurt ve vatan dedikleri ortak bir toprakta yaşamaları gerekir.

    3-    İktisadi yaşam ve hukuki haklar birliği olması gerekir.

    4-    Kültürel birlik oluşması gerekir.

    5-    Gelecek tasavvuru dediğimiz, ortak amaçlara seyreden bir özelliği gelişmesi gerekir.

Bu özellikleri kısmen oluşturan ve geliştirmeye çalışan toplulukların, zamanla kendini konumlandırdığı, devlet modeli ortaya çıkmıştır ve bu da ulus devletir. 

Ulus devlet öncesi devletler, boy, soy, klan, kavim ve aşirtler birliği veya çok milliyetli imparatorluk devletleridir. Ulus devletler son iki yüzyılın eserleridir.

Ulus devletle birlikte, kardeşlik, eşitlik, ortak gelecek, yaşam ve amaç birlikteliği gibi hasletlerle,  “yurttaşlık” kavramı doğmuştur.

MİLLET NE DEĞİLDİR?

Buradan hareketle, anlayışta farklılık noktasını bulabilmek için,  “Ulus(Millet) ne değildir?” sorusunu sorabiliriz.

Ulus kavramının karışmasında en çok algı yaratan iki önemli nokta; Din(mezhep) ve Soy kavramlarıdır.  Ikisini açalım:

Ulus, öncelikle bir din değildir. Eğer olsaydı, Müslüman ve Hristiyan ülkelerin tümü tek millet olurdu.

Oysa ki, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Brezilya, İspanya vs.vs.vs.  hepsi hırıstiyan olmasına rağmen ne aynı millettir, ne de aynı ulus devlettir.

Genellikle Osmanlıda Ulus Devlet oluşumuna karşı olan kesimler kavramı Müslüman Milleti, Hırıstiyan Milleti şeklinde tanımlarlardı.

Ancak, Millet bir din olsaydı, yukarıdaki  tüm yapılar ayrı ulus olmazdı.

Keza Müslüman ülkelerde; Türkiye, Mısır,  İran, Irak, Tunus, Endonezya, Morokko vs.vs.vs’ninde aynı ulus olması gerekirdi.

İkinci olarak Ulus, bir soy değildir. Eğer soy olsaydı, çeşitli soylardan ve etnisitelerden gelmesine rağmen Amerikan Ulusu olmazdı. Eğer soy olsaydı, Fransız ulusu oluşamazdı.

Ancak, bir ulus devlette milliyetlerden birinin nüfussal çoğunluğu, kalkınmışlık düzeyi ve kültürü dominant olup, Milleti oluşturma sürecinde,  diğer etnisitelerin zamanla asimile olması söz konusu olabilir.  Örneğin, Türkiye’de Arnavutlar, Gürcüler, Çerkezler, Boşnaklar vb. Millet içine dahil olmuş,  geleneksel kültürleri folklorik öğe olarak kalmıştır. Türkiye’deki millet yaratma kültürü, bu özelliği (kısmen) barındırmaktadır.  Ancak bunun tartışma konumuzla ilişkisi yoktur. Tartışma konumuz; “ne değildir”

Millet; din, mezhep, soy ve kavim değildir.

Millet; dil birliği, toprak bütünlüğü, iktisadi yaşam ve hukuk birliği, kültür birliği, gelecek birliği olan topluluklardır.

ULUS DEVLET NEDİR?

Ulus devlet, yukarıda saydığımız şartların oluştuğu millet özelliği gösteren toplulukların kurduğu devletlerdir. İlk olarak Fransız İhtilali çıkmıştır.

Ulus devletin içinde, birçok yerel ve bölgesel etnisiteler ve ayrı kültürler barınabilir. Bu yapılar, zamanla ulusal matbaanın kurulması ve milli eğitim ile, dil birliği, iktisadi yaşam birliği ve ortak gelecek ilişkilerini bütünleştirir.

Ayrıca, Ulus devlet, feodal devletler gibi, topluluk-kamu ilişkisi (yani senyörlerle kral arası, serflerle senyör arası, aşiretlerle, boylarla padişah ilişkisi, reaya ile aşiretler ilişkisi ) yürütmez. Birey-kamu ilişkisi üzerine kuruludur. Yani feodal ve köleci devletlerde olduğu gibi hukuki ve sınıfsal statün doğuştan gelmez.  Ulus devletlerde her birey kamu karşısında eşit haklara sahiptir. Biz buna da Yurttaşlık diyoruz.

MİLLİ KİMLİK:  YURTTAŞLIK

Bu kısa açıklamadan sonra gelelim ulusal kimlik sorununa; ulusal yani milli kimlikle, yerel ve kültürel kimlik aynı şey değildir.

Ulusal kimlik; bireyle, ulusu ve devleti birleştiren ortak bir algılayıştır.  Anlamını “ yurttaş” kimliğinde bulur.   Ulusal kimlik,  ulus devletin ve yurttaşlarının oluşmasının bir ürünüdür.

Ulusal kimlik, yerel kültürel kimlikle birebir örtüşmez. Modern ulus devletlerin yarattığı ulusal kimlik, kendini oluşturan toplumun geçmişten getirdiği yerel kültür kimliklerin tümünü içine almaz. Bir kısmını içine alarak, üst bir kimlik oluşturur.  

Örneğin, yerel bölgesel yaşam tarzları, yerel diller, aşiret yapıları, din ve meshep farklılıkları gibi, ulusu oluşturan toplulukların tarihsel kültür öğeleri, ulusal kültürün içinde sadece folklorik bir öğe olarak yer alır.

Modern ulus devletlerin yurttaş kimliği üzerinde oluşturduğu ulusal kimliklerde, bu yerel öğelerin çoğu alt kimlikler olarak kalır.

Yani, din, mezhep, soy, çeşitli etnisiteler ve sınıfsal statüler sadece bir öğedir, Ulusal Kimlik kavramının bütününü belirlemez.

Sonuç olarak; Numan Kurtulmuş’un; “Devletin ülkesi olmaz. Devletin milleti olmaz” ifadesi doğru değildir.

Devletin ülkesi de vardır, milleti de.

Sınırları belirlenmiş coğrafi alana ülke, bu ülkede hak ve ödevleriyle yaşayan insan topluluğuna da millet denir.

Son bir cümle; bir devletin, siyasi rejimi ve yurttaşlık kavramı farklı olabilir, ama ülkesi ve milleti olmayan bir devlet yoktur, varsa bir örnek verebilir misiniz?

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.