Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Dışarıdan gelen üç büyük turp

Yazının Giriş Tarihi: 06.05.2025 16:38
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.05.2025 16:39

Siyasi literatüre Cumhurbaşkanı tarafından bir kelime daha eklendi; “turp” Cümle olarak alırsak “Turbun büyüğü heybede ”

Geçmişte de, Demirel’in “Gapı gaptırmam”, Özal’ın “benim memurum işini bilir”, Erbakan’ın “kadayıfın altı kızarsın”, K. Evren’in “netekim” türü kelime ve cümleleri de benzer algılar yaratmış, köşe yazarları tarafından sıkça kullanılmıştı.

Tabii günümüzde sosyal medyanın varlığından dolayı, herkes köşe yazarı, herkes yorumcu olduğu için, bu tip kelime ve cümleler, daha çok görünür oldu.

Ben de bu modaya uyarak, Türkiye’yi zora sokacak olan üç önemli gelişmeyi “dışarıdan gelen üç büyük turp” başlığıyla aktarmak istiyorum.

...

Malumunuz biz de dış diplomatik gelişmeler, iç siyaset malzemesi olarak kullanıldığı için, doğrudan algı oluşturmaktadır.

Hatta ‘82, 83, 84, Şam, Halep, Musul, Kudüs’ fethi üzerine kurulan, sanal politikalar ve söylemler bile belirli bir yurttaş kesiminde alıcı buluyordu.

Ne var ki, son altı ay içinde yaşanan gelişmeler, hiç de bu sanal algılarla işin yürümediğini gösterdi.

...

Geleyim “turp” meselesine .

“Turp” bir metafor. Gelişmelerin ve bulguların kötü olacağını tanımlayan bir söz.

İşte benim “dışarıdan gelen üç büyük turp” başlığım da bu metafor üzerinden kötü giden dış gelişmeleri tanımlanıyor.

TURBUN BİRİNCİSİ GAZZE: Gazze konusunda ABD ve İsrail geri adım atmıyor. Gazze’yi Filistinlilerden temizleyip, bir tatil ve turizm bölgesi yapmak ve stratejik bir alan olarak kullanmak istiyor. Zaten İsrail kabinesi, Gazze’nin tümünü işgal kararı aldığını duyurdu.

Dünya buna ses çıkarmıyor hatta Katar ve Sudi Arabistan başta olmak üzere, Arap ülkeleri de hem mali hem de diplomatik olarak destek veriyor.

İlaveten, İsrail ve Sudi Arabistan Yemen’e ortak saldırı yapabiliyor.

İç politika malzemelerinden biri olan Gazze konusunda iktidar çevrelerinden cılız kınamalar dışında hiç ses yok, ses çıkarmak isteyeni de engelleme politikası uygulanıyor.

TURBUN İKİNCİSİ KIBRIS: İçinde Güney Kıbrıs, Yunanistan, Katar, israil, Mısır, ABD ve İngiltere’nin de olduğu 10 ülke tarafından 10 gün süren doğu Akdeniz tatbikatı yapıldı, Türkiye yoktu.

Bu gelişme yaşanırken; Türki Cumhuriyetlerden Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve bir gözlemci üyesi sıfatıyla Türkmenistan, Güney Kıbrıs devletini tanıyarak, Türkiye’nin adada işgalci olduğunu kabul eden BM’nin 541 ve 550 nolu kararlarına imza attı. Keza, Netenyahu Azerbaycan’a resmi ziyaret planladı. Hatta bu ziyaret Türkiye hava sahasını kullanarak yapacağı basına yansıdı. Dışişleri bakanı “aile içi tartışmayı, ortalıkta yapmayız” diyerek geçiştirdi.

TURBUN ÜÇÜNCÜSÜ SURİYE: aynı ilk iki maddede olduğu gibi, Suriye’de Türkiye’nin hiç istemedi gelişmeler yaşanmaya başladı. PYD-SDG Doğu ve Kuzey Suriye’deki kontrolünü bırakmak istemediğini ve hatta süreci Irak modeli gibi özerk bölgeye doğru taşımak istediğini gösterdi.

İsrail, Güney Batı Suriye’den neredeyse Şam’a kadar girdi.

Merkezi Hükmet kabul edilen El Şara, bu gelişmelere kayıtsız kaldı.

İlaveten El Şara hükümeti, Türk mallarına yüzde 150 ile 300 arasında gümrük getirdi ve Türkiye vatandaşlarına vize uygulamasına geçti.

...

Dışarıdaki turplar bunlar. İçeride ise, ekonomi, hukuk, toplumsal güven gibi “TURP”lara hiç girmiyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.