Tarafsız haber için doğru adrestesiniz. Haber, Haberler, güncel haberler, internet haber,son dakika haberleri, ogaste.com farkıyla takip edin. En son haberlere bizimle ulaşın.
Yasal Uyarı: Sitemizdeki tüm yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılması kesinlikle yasaktır. -
Copyright© 2006-2024 Tüm hakları saklıdır.
HABER YAZILIMI ve
TURKTICARET.NET projesidir
Necati Kartal
İddia edildiği gibi refah düzeyi gerçek mi?
Bugün yazım, Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; “Türkiye’nin dünyada hem nüfusu 85 milyon hem de kişi başına geliri 13 bin doların üzerinde olan ABD, Japonya, Rusya, Meksika ile 5 ülkeden biri olduğunu” belirttiği konu üzerine.
Kişi Başı Milli Gelir önemlidir, çünkü bir ülkenin ekonomik refah düzeyini ve yaşam standardını ölçmek için kullanılan bir parametredir. Zaten bunu ifade etmek için söylenmiştir.
Peki yanlış mı? Cumhurbaşkanı’na verili olan rakamlara göre bakıldığında, bir yanlışlık yok.
Ama detaya girince, veriler doğru mu acaba sorusu akla geliyor?
Örneğin;
Milli Gelir doğru hesaplanıyor mu? Türkiye’de Kişi Başı Milli Gelir gerçekten 13.000 doların üzerinde mi?
Önce, bu kavramları açalım.
Gayrisafi millî hasıla (GSMH); bir ülke vatandaşlarının bir yıl içinde ürettikleri toplam mal ve hizmetlerin, belli bir para birimi karşılığındaki değerinin toplamıdır ve bu toplamdan enflasyon miktarının düşülmesi (GSMH deflantörü) ile safi milli hasıla elde edilir. Bundan da dolaylı vergilerin düşülmesiyle Milli Gelir elde edilir.
Kişi başına düşen milli gelir (KBDMG) ise; bir ülkenin toplam milli gelirinin o ülkede yaşayan kişi sayısına bölünmesiyle elde edilen bir değerdir.
Bu açıklamalardan sonra;
1- Türkiye’de üretilen mal ve hizmetler toplamında, sığınmacı/mülteci (10 milyon) olan kişilerinde, gerek sanayide gerek hizmet sektöründe, ürettiği mal ve hizmetlerin değerleri de var.
2- GSMH, reel/piyasa değerleriyle ölçülüyor. Peki, bu lira toplamından, enflasyon gerçek değeri ile mi düşülüyor, yoksa TÜİK verileriyle mi düşülüyor?
Örneğin, geçen yıl 1.000 ekmek üretilmiş, 10 liradan satılmış ve 10 bin lira elde edilmiş olsun.
Bir yıl sonra 1.100 ekmek üretilmiş, 20 liradan satılmış, 22 bin lira elde edilmiş olsun. Gözüken artış yüzde 120.
Diyelim TÜİK enflasyonu yüzde 40 açıkladı. İki yıl arasındaki fark olan 12 bin liradan, yüzde 40 enflasyon farkını düşürsek, (12.000-4.800 = 7.200 TL) bu rakama göre, ekmekten 17.200 lira elde edilmiş olup, artış yüzde 72’dir.
Oysa fiyat artışına göre, ürün 10 liradan 20 liraya çıkmış, yani enflasyon yüzde 100 olmuş. Enflasyonu yüzde 100 olarak düşersek, ekmekten elde edilen artış sadece 1.000 liradır ( toplam 11.000 lira olur), yani artış yüzde 10 dur. (veya başka bir modelle, bunu geçen yılın fiyatlarıyla çarparsak, artış gene 1000 liradır bu da yüzde 10 dur.)
3- Ayrıca, bu rakam dolar cinsinden verilecekse eğer, ABD’nin yani doların da bir yıllık enflasyon miktarını düşmek gerekmektedir.
4- KBDMG/Kişi başına düşen milli gelir; bir ülkenin toplam milli gelirinin o ülkede yaşayan kişi sayısına bölünmesiyle elde edilen bir değerdir dedik ya; Bizimkiler 85 milyon vatandaş ve 10 milyon da sığınmacı toplamıyla elde edilmiş olan toplam milli geliri, sadece 85 milyona bölünerek yapmaktadırlar, ( örneğin 2023 rakamlarıyla 1 trilyon 118 milyar dolar toplamı : 85 milyon kişiye böldüğümüzde =KBDMG 13.110 dolar çıkıyor, yani dendiği gibi 13 bin doların üstünde.)
Oysa, işin doğrusu, 10 milyon sığınmacı yabancının üretim ve hizmetler toplamını ya toplam milli gelirden düşmek gerekir ya da onları da dâhil ederek, bu toplamı 95 milyon kişiye bölmek gerekir. O zaman Kişi Başı Gelir olan rakam, 11.750 dolara düşüyor. Bundan yüzde 3.5 ABD’de deki enflasyonu da düşersek, iniyor 11.400 dolara. Ve yine bundan TÜİK verisini minimum yüzde 20 sapma olarak değiştirirsek, gerçek kişi başı milli gelir toplamı iniyor 10 bin dolara. Amaa, bu rakamdan hareketle, 4 kişilik bir ailenin yıllık gelirinin 40 bin dolar olduğu zannedilmesin.
Türkiye’de açlık sınırı 21 bin lira, yoksulluk sınırı da 60 bin liradır.
Ülkede toplam 25,1 milyon çalışanın, 15 milyonu asgari ücretle çalışmakta olup, toplam 16 milyon emeklinin de, 10 milyonu asgari ücretin altında maaş almaktadır.
Yani, çalışan ve emekli olan (ücretlilerin) toplamlarını aldığımızda, 41 milyon kişinin ve aileleriyle 85 milyon kişinin, yüzde 60’ı açlık sınırının altında bir gelire sahiptir.
Çarpık hesaplamaları ve ülkenin refah düzeyini bilmem anlatabildim mi?