Bir zamanlar Dresten ve Vatikan kütüphanelerinde misafir bildiğimiz Dede Korkut, meğer yıllardır Bursa’da sessizce nefes alır dururmuş. Bursalıların susuzluk çektiği şu günlerde:

“Karadağların yıkılmasın

Gölgelice büyük ağacın kesilmesin

Taşkın akan güzel suyun kurumasın”

duasına o kadar çok ihtiyacımız vardı ki; Dede Korkut, “Unutma, senin hikayen daha bitmedi” dercesine elinde kopuzu ile dimdik karşımıza çıktı.

Türk kültürünün en önemli miraslarından olan Dede Korkut Hikâyeleri, Türklerin kahramanlıklarını, aile bağlarını, inanç ve savaşlarını anlatan, günümüze kadar gelebilmiş canlı bir aynadır. Daha önce; Dresten, Vatikan, Ankara ve Günbed nüshaları varken artık Bursa nüshamız da var. Sahaf İbrahim Koca tarafından Bursa Muradiye El Yazmaları Kütüphanesine verilen, daha sonra Dede Korkut Kitabı olduğu anlaşılan Bursa yazmasının tıpkı basımı, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapıldı.12 Ekim 2025 Pazar günü ise yine Muradiye El Yazmaları Kütüphanesinde kitabın tanıtımı vardı. Kitabın yayın yönetmenliğini Deniz Dalkılınç, koordinatörlüğünü ise Güney Özkılınç yaptı. Programda, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Dede Korkut’un hem edebi hem de tarihi değerini vurgulayarak emeği geçen herkese teşekkür etti.

Fakat program, bu nadide eserin sadece tanıtımından ibaret değildi. Bu defa diğer nüshalardan farklı olarak “Sözün İzinde: Dede Korkut’un Kadim Mirasına Yolculuk” isimli dijital sergi de açıldı. Bu programa bizzat katıldım, hocaları dinledim. Kitap danışmanı Osman Fikri Sertkaya’nın kitabın günümüze kadar olan serüveni ile ilgili verdiği bilgiler; metinleri okuyup Türkçeye aktaran Prof. Dr. Ferruh Ağca’nın anlattıkları, bizleri zaman yolculuğuna çıkardı diyebilirim. Ama sürekli yeni kuşağın içinde çalışan biri olarak, beni esas heyecanlandıran kısım; çağdaş medya sanatçısı Hakan Yılmaz’ın çalışması oldu. Çünkü biliyorum ki yeni nesil sadece kitabın elinde olması ile kalmıyor. Işık istiyor, renk istiyor, ses istiyor. Kitabın içine girmek istiyor. Çağdaş yaklaşımlarla canlandırmaya; asırlık miraslar ile yeni kuşaklar arasında köprü kurmaya her gün daha fazla ihtiyaç duyuluyor. İşte tam bu noktada dijital sanat devreye girmiş ve sanatçı Hakan Yılmaz’ın sihirli dokunuşu ile Bursa duvarlarında Dede Korkut’un sesine yepyeni bir tını eklenmiş; tarihin tozlu notları geleceğin pırıltısına dönüşmüş. Bir masalın içinde bilim kurgu serüveni yaşamak gibi fantastik ve güzel bir çalışma olmuş. Sergi, kalıcı bir sergi; yani hem yazma eseri, hem de dijital sergiyi Muradiye El Yazmaları Müzesinde ziyaret edebilirsiniz. Aynı zamanda eseri, pdf formatında Bursa Büyükşehir Belediyesi Yayınlarının internet adresinden indirebilir, okuyabilirsiniz.

Bence Dede Korkut’un tam da bugünlerde Bursa’ya uğramış olması, kitabın bu yıllarda keşfedilmesi hiç de tesadüf değil. Bursa, tıpkı Dede Korkut gibi sessiz ama diri bir şehir.

Ozan, “Taşkın akan akan suyun kurumasın “diye dua etmişse; bunda da vardır bir hayır. Yüzyıllar öncesinden belki de şehrimize güzel bir mesaj yollamıştır. Duası kabul olsun.

Eski çağların dünyasına bu eser sayesinde ulaşabilsek de bence her çağın Dede Korkut’u, kendi hikayesini anlatabilendir. Kim bilir bu şehrin daha nerelerinde hangi hikayeler gizlidir, elbet zaman gösterir…