Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Endamın yeter (mi?)

Yazının Giriş Tarihi: 28.06.2025 11:23
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.06.2025 11:24

Türkiye gündemi,ekonomik ve siyasi gelgitler ile ;dünya gündemi ise savaş haberleri ile çalkalanırken, sosyal medya bir anda genç bir kadının ölümüne kilitlendi.Kadınların ölümü bu ülkenin kanayan yarası olsa da; bu defa,Nihal Candan’ın ölüm sebebi olan anoreksiya nevrozaya ve bunun sebeplerine odaklandık. Bu ölüm, sadece bir bireyin kaybı değil; içine girdiğimiz toplumsal girdabın aynalara acı yansıması olarak kabul edilmelidir.

Bu yazıyı kaleme alırken uzakta bir yerde Kıraç: Endamın yeter…Gözlerin yeter… diyordu. Yetmez! diye bağırmak istedim.Sosyal medyada mükemmelmiş gibi görünen o endamlar,güzelliği tanımlamaya,mutlu olmaya,şu hayatta ben de varım demeye asla yetmez.

Fiziksel görünüme yüklenen anlamların gerçek insan boyutlarını zihnimizden sildirmeye yüz tuttuğu dijital çağda yaşarken bakın neler oluyor:

Bir sabah bir kalkıyoruz, aslında ince olan kaşlarımıza kalın olmaları gerektiği buyruğu yüklenmiş. Ya da, yüzyıllar boyu doğurganlık sembolü olmuş olan ayva göbeğimiz, aslında hiç olmamalıymış. Bir zamanlar küçük ağızlı olmak makbul iken,( hatta divan şiirinde güzel kadının ağzının küçüklüğü sadece bir nokta ile betimlenirken) bugün ağzına bir kangal sucuk yapıştırmış gibi gezenlere rastlıyoruz. Her dönemde yeni sezon kıyafetler gibi yeni sezon bedenler servis ediliyor. Tüm bunlarla birlikte güzellik tarihinin kronolojik sıralamasına bakarsak, versiyonların sürekli değiştiğini, fakat günümüz jenerasyonunun değişen güzellik algısından en çok etkilenen nesil olduğunu görüyoruz. İşte tam bu noktada sosyal medya karşımıza çıkıyor. Bir dönem solaryumdan hikaye atanlar, şimdi yüzünü beyazlatmak için formüller veriyor. Kusursuz makyajlar,muhteşem kombinler,mükemmel pozlar, “yine yüzümü deniz suyu ile yıkayarak uyandım” diyerek başlayan storyler , ve “ben her daim tatildeyim” imajı vermeye çalışan hayatlar ne kadar gerçek olabilir? Bu kişiler CGI karakteri gibi hayatımızın ekranında dururken “ben neden böyle değilim”, “ benim hayatım , ya da vücudum niye böyle mükemmel değil” diye depresyona giren gençler ekranımızda hiç görünmüyor. Güzelliğin , bize servis edilen kalıplarla sınırlı olduğuna ikna olup bu kalıplardan bir türlü çıkamıyorlar. Filtreli 10sn lik bir paylaşıma gelen beğenilerle mutlu olup, beğeni gelmeyince buna gerçekten üzülüp ağlayan bireyler var bu toplumda. Hem de, “herkesin aynı olduğu bir dünyada ,ben neredeyim” diye hiç düşünmeden, yaşadıklarını sanıp, aslında sadece hayatta kalmaya çalışan bireyler.

Oysa ki gerçek güzellik, herkesle aynı olan filtreli paylaşımların beğeni toplamasında değil; kişinin gözünün ışıltısında, bir içten gülümsemesinde, neye üzülüp neye sevinebildiğinde, kısacası yaşadığı hayatı nasıl okuyabildiğinde saklıdır. Bu yüzden ,başlığıma geri dönüp “endamın yetmez” diyorum. Okumak ,izlemek, gezmek, anlamak, görmek, söylemek, dinlemek lazım. En önemlisi de tüm bunları hazmedip; bakışımıza , gülüşümüze ,dik duruşumuza yansıtmak lazım.

Dip not:

Oturan Tanrıça Kibele 9000 yıllık heykel.Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Çatalhöyükten çıkarılmış.Sarkmış göbeği, memeleri ve şişman vücudu ile o günün doğurganlık, bereket ve bilgelik sembolü.Kendinden emin duruşu ve yanındaki kaplanlara bakılırsa önemli biri.Bugün dünyasında yaşasa kendisine nasıl estetik müdahaleler yapılırdı diye de insan sormadan edemiyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.