Tarafsız haber için doğru adrestesiniz. Haber, Haberler, güncel haberler, internet haber,son dakika haberleri, ogaste.com farkıyla takip edin. En son haberlere bizimle ulaşın.
Yasal Uyarı: Sitemizdeki tüm yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılması kesinlikle yasaktır. -
Copyright© 2006-2024 Tüm hakları saklıdır.
HABER YAZILIMI ve
TURKTICARET.NET projesidir
Özlem Öz
İki kişiden biri gerçekten mutlu mu?
Birkaç gün önce tanıştığım biri bana, “Siz hep böyle pozitif ve mutlu musunuz?” diye sordu. “Hiç de değil, içinde yaşadığımız dünyada hiçbir şeyi aklımıza takmadan hep mutlu olmak mümkün mü.” cevabını verdiğim sırada TÜİK, Türkiye yaşam memnuniyeti anketini yayımlıyordu.
Araştırma sonuçlarına göre Türkiye’nin yüzde 49.6’sı ‘Mutlu musunuz?’ sorusuna “Evet” cevabını vermiş. Evet cevabını verenlere, “Mutluluğunuzun kaynağı nedir ?” sorusu sorulduğunda ise yüzde 72 oranında “Ailem” cevabı geliyor. Araştırmaya göre, evliler bekarlardan daha mutlu, kadınlar da erkeklerden daha mutlu. Totalde bakıldığında “En önemli sorununuz nedir?” sorusuna ise en yüksek oranda cevap olarak hayat pahalılığı geliyor. Neticede çıkan en önemli sonuç; yüzde 49.6 oranla Türkiye’deki yaklaşık olarak iki kişiden birinin mutlu olduğunu gösteriyor.
Birkaç gün boyunca bu araştırmanın sosyal medyadaki yorumlarını inceledim. Genel kanaat, sonuçların gerçeği yansıtmadığı ve aslında mutsuz olan kitlenin daha fazla olduğu yönündeydi. İşte buna katılmıyorum. Biz, “nasılsın?” diye sorulduğunda, -içimiz kan ağlasa da- “iyiyim çok şükür, sen nasılsın” diye karşılık vermeyi adet edinmiş bir toplumuz. Bu soruyu bana da yöneltseler ben de her iki kişiden bir tanesi gibi, “mutluyum” cevabını verirdim. Ama bu cevap, içinde yaşadığım ortamdan ve bu dünyadan çok da memnun olduğum anlamına gelmez. Tam bu noktada biraz derinleşirsek, muhtemelen artık iki hayatı birden yaşadığımız kanaatindeyim. Birinde, her şey yolundaymış gibi davranıp, ailemizin varlığına şükrederek, çocuğumuzun bir gülüşü, eşimizin bir bakışı ile kendimizi mutlu hissettiğimiz bir hayat; diğerinde ise yaşadığımız haksızlıklar ve dünyadaki tüm kötülükler karşısında kalbimizin acısıyla çığlık atmak isterken, avaz avaz susmak zorunda kalarak tüm yaşananları perdelemeye çalıştığımız başka bir hayat… İki hayat arasında aklımızın ipiyle kalbimizin kuyusundan su çıkararak dünyayı yeşertmeye çalışırken, mutluyum deyiveriyoruz işte. ‘Mutluyum’ diye cevap veren pozitif insanların da kafalarından türlü türlü negatif düşünce geçmiyor değil. Fakat pozitif insanlar bu negatif düşüncelerin hayatını kötü etkilemesine müsaade etmeyen insanlardan oluşuyor.
TÜİK’in araştırmasını okuduktan sonra benim gözümde canlanan tablo Amerikalı Ressam,Dianne Dengel tarafından çizilmiş “Mutluluğun Resmi” tablosu oldu. Geçim sıkıntısına rağmen mutluluğu aile bütünlüğünde bulan insanlar…
Dip Not: Bu tablo sanıldığının aksine, Nazım Hikmet’in arkadaşı Abidin Dino’ya “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” şeklinde seslendiği tablo değildir. Zaten Abidin Dino da bu soruya resim ile değil, şiir ile karşılık vermiştir.