Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İlk Düğme

Yazının Giriş Tarihi: 05.11.2025 15:23
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.11.2025 15:26

“Toplumsal kaosun kaynağı, ilk düğmenin yanlış iliklenmesidir. Peki, nedir yanlış iliklenen ilk düğme? Bu; hak, adalet peşinde olmayı değil de itibar ve ikbal peşinde olmayı tercih eden insanların çoğalmasını seyreden bir eğitim sistemine seyirci kalmaktır. Başkasını geçmeleri için yarış atı gibi yarıştırdığımız çocuklarımıza bu ilk düğmeyi doğru ilikletmediysek sıkıntı büyük. İlk düğme yerinde değilse hiçbir şey ve hiçbir kimse gerçek yerinde olamıyor. Sözler tutulmayabiliyor; satış sözleşmesi, kira kontratı iptal ediliveriyor. Rakiplerini geçmek isteyenler, yalana ve iftiraya çok rahat yönelebiliyor hatta yürüyüşüne engel oluyorsa onu yere düşürüyor yahut düşmüş olan varsa üstüne basıp geçiyor. İşte gerçek bir eğitimin, yani işlevsel bir eğitimin görevi tam da burada başlıyor. O eğitim, bireyin vicdanının alanına en titiz liyakat müfettişini yerleştirecektir. Budur, işte budur ilk düğmenin yeri.”

Bu paragrafı ben yazmadım.Paragraf sorusu çözerken birden karşıma çıktı ve beni uzun uzun düşündürdü. Bu hafta itibariyle öğrencilerin ilk sınavları bitti ve ara tatile çıkacaklar, evlerde, “Matematik notun kaç?” “Tarihten kaç aldın?”, Hoca sınavları sisteme girmiş mi? Soruları dolanırken; çocuklarına rakiplerini geçip ,onları en iyi olmaya zorlayan anne babaların kaygıları bu sorulara eşlik edecek. Biz, bütün bu kaygıların altında ezilerek giderek suskunlaşan, makineleşip tek sosyalliği sanal dünyada yaşamak zorunda kalan çocuklara emanet edeceğiz bu dünyayı. Ve bugün, o susturulan çocukların sessizliği ile dolu bir ülkede yaşıyoruz.

Küçücük bir yalan, koca sistemi sarsabiliyor ama yalan utanılacak bir şey değilmiş de marifet gibi anlatılıyor. Birinin çıkarı, bir başkasının emeğini gölgelendirirken, emek hırsızlığı yapılırken ya da insanlar birbirlerini düpedüz aldatırken “Ne var canım, herkes yapıyor” sözü, çağın en tehlikeli rahatlatıcısı haline gelmiş durumda.

Peki vicdan nerede?

İçimizdeki en güçlü müfettişi, nasıl böyle sessizce bastırdık. Çünkü biz zamanla, kendimizi kandırarak onu susturmayı öğrendiki.Kendimizi temize çıkarmayı da ;haksızlık karşısında “bana dokunmayan yılan” felsefesini de normalleştirdik.Bir düğme bir kere yanlış iliklendi ama kimse fark etmedi, çünkü yanlışlık çıkarlarımıza uyuyordu.Eğitim anlayışlarımız da işte bu yanlış iliklenmeyi fark etmedi. Çocuklarımıza, “Büyüyünce olacaksın?” sorusunu sormayı adet edindik de, “Nasıl bir insan olacaksın?” sorusunu hiç sormadık. “doğru ol” demek yerine “kafanı çalıştır” dendiği gün; dürüst ol yerine “herkes böyle yapıyor” dendiği gün; bir çocuk haksızlığa karşı çıktığında “boş ver, karışma” dendiği gün; başarıyı puanla ölçüp, karakteri unuttuğumuz gün, yanlış düğmeyi iliklemiş olduk. Vicdanı öğretmedik, bilgiyi güç yerine silaha dönüştürdük. Bu tek düğme ile bütün düğmeler yanlış iliklendi. Bu yanlışlık öyle basit bir yanlışlık değildi elbette, faturası ağır oldu. Bugün, bir avukat hukuku kendi çıkarına kullanır; bir doktor, parayı insan hayatının önüne koyar ya da bir öğretmen hakikati değil de ezberi gösterirse hep bu yanlış düğme yüzündendir.

Bütün bu düzensizliğin, yalanın umursamazlığın ortasında hala düğmesini doğru ilikleyen insanlar var mı? Belki azlar, ama var. İşte onlar toplumun gizli direkleri.

Belki de yeniden sormalıyız kendimize:

İlk düğmeyi ne zaman kaçırdık diye.

Ve daha da önemlisi: Onu yeniden doğru yere iliklemek için neleri göze alabiliriz diye?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.