Tarafsız haber için doğru adrestesiniz. Haber, Haberler, güncel haberler, internet haber,son dakika haberleri, ogaste.com farkıyla takip edin. En son haberlere bizimle ulaşın.
Yasal Uyarı: Sitemizdeki tüm yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılması kesinlikle yasaktır. -
Copyright© 2006-2025 Tüm hakları saklıdır.
HABER YAZILIMI ve
TURKTICARET.NET projesidir
Özlem Öz
Kalpten kalbe köprüler
İnsanlık; sınırları aşan, kıtaları ve denizleri birleştiren tek güçtür.
Bunu, özellikle son günlerde dünya ülkelerinin, Gazze’nin yaşam hakkı konusunda din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın gösterdikleri çabada hissetmekteyiz. Fakat ben sizi dünya gündeminden de ülkemizin fotokopi makinesinden çıkmış gibi sürekli tekrar eden gündeminden de biraz uzaklaştırıp Ege Denizi’ne doğru kaçırmak istiyorum.
Marmara’nın incisi Mudanya’mızdan bir tane daha olduğunu biliyor muydunuz?(Orijinali bizde tabi ki) Bazı şehirler vardır, haritada birbirinden epey uzaktır ama kalpleri yan yana atar. İşte Bursa’nın Mudanyası ile Yunanistan’ın Nea Moudaniası tam da böyle… Sanki biri Mudanya’da oturan görmüş geçirmiş bir abi, diğeri de Ege’de yaşayan yeni yetme kardeş gibi.
Mudanya, Osmanlı döneminde ipeğin ve ticaretin deniz kapısı iken sokaklarında Türkler, Rumlar Ermeniler yan yana yaşar, her köşe başından farklı bir koku yükselirdi. Balıklar, zeyinyağlılar, türlü baharatlar harman olurdu. Gel gelelim tarihin acı gerçekleri kapıyı çaldı. Savaşlar, göçler kaçınılmaz oldu ve en sonunda buradaki Rum halkının kimisi bavulunu toplayıp; kimisi de geri gelirim düşüncesi ile değerli eşyasını evine saklayıp, komşusu ile helalleşerek, gemilere bindi.Yanlarına evlerini, bahçelerini, 'günaydın' diyen komşularını alamadılar ama birlikte yaptıkları, beraber yedikleri yemeklerin tadını damaklarında götürdüler.
Göçmenler Yunanistan’daki yeni topraklarına vardıklarında yeni evlerinin ne olacağını belki de hiç düşünmediler. Çünkü Müdanya’nın hatırası kalplerinde yer etmişti. Bulundukları yere 'Yeni Mudanya' anlamına gelen Nea Moudania adını koydular.
Bugün Nea Moudania, Halkidiki’nin en büyük kasabası. Sahilde yürürken balıkçıların ağ seslerini, kafelerde tokuşan kadehleri duyarsınız. Biraz da 'şöyle derin bir nefes alayım' derseniz Mudanya’nın kokusunu bile duyabilirsiniz. Çünkü göçmenler sadece eşyalarını değil, yemeklerini, şarkılarını hatta ağızlarının kenarındaki Türkçe kelimeleri bile beraberinde götürdü. Bunlar hiçbir valize sığamayacak, hiçbir dedektörün tespit edemeyeceği kıymetler. Türk mutfağının simgesi olan döner; Yunanistan’da fastfood olarak, gyros (Yunanca dönmek) adında karşımıza çıkar. Esasen onlar da abi kardeş misalidir. Baklavaki, tzatziki, dolmades, loukoumi, kataifi, trahanas… Daha nicelerinin örneğini burada görebiliriz.
Nea Moudania’nın sokaklarında dolaşırken bazen bir kahve telvesinde, bazen de bir şarkının nakaratında bir kez daha fark ettim ki; haritalar ve ülke sınırları belki insanları ayırır, araya denizler dağlar girer belki ama kalplerin hafızası asla sınır tanımaz. Bu yüzden de kalp hafızası sadece Mudanya ile Nea Moudania arasında değil, dünyanın türlü köşelerinde köprüler kurar.
Savaşın ve göçün karanlığı da, acının dili de, gözyaşının rengi de, çocukların kahkahası da her coğrafyada aynıdır. Bir dilim ekmek, bir bardak su, gün gelir yürekten yüreğe yol bulur.Tıpkı bugünlerde tarihe adını insanlık onuru olarak yazdıran Sumud Filosu gibi. İyi kalpler de mutlaka köprü kuracak bir yol bulur.
Marmara’nın dalgası Mudanya’yı, Ege’nin dalgası Nea Mudanya’yı, ve Akdeniz’in dalgaları tüm Akdeniz’in kıyılarını kucaklarken, dünyadaki iyilik dalgasının da savaş çocuklarını kucaklayabilmesi ümidiyle.