Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ölünce beni kim savunacak?

Yazının Giriş Tarihi: 23.01.2025 09:45
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.01.2025 09:49

Son yıllarda , “esasen çok fazla suçlunun olduğu ama ne hikmetse hiç kimsenin de bundan bir türlü sorumlu olmadığı” felaketleri üst üste yaşar olduk. Önce haberi duyuyoruz,çok üzülüyoruz bir taraftan da kulağımız sayılarda oluyor. Sosyal medyada üzüntümüzü paylaşıyoruz. Sonra hayat gailesi içinde yaşamaya devam ediyoruz, ta ki ,ihmallerle dolu ama sorumlunun olmadığı yeni bir felakete kadar.

Bu örüntü böyle bizde devam ederken bundan tam bir ay önce Sırbistan’da 15 kişinin yaşamını yitirdiği tren kazasından sonra yaklaşık 100 bin yurttaş Belgrad sokaklarına döküldü. Hesap sordular, sorumluların yargılanmasını istediler. “Adalet böyle aranır” dercesine tüm dünyaya tek vücut olduklarını gösterdiler.

Bizde neler oldu?

Kartalkaya’da yangın faciasında hayatlarını kaybeden 76 kişinin yasını tutarken oraya gelen bazı özel cenaze nakil araçlarının ,acılı ailelerden fahiş fiyatlar istediği haberi konuşuldu.

Otel faciasının hemen sabahında diğer otellere tatile gelenlerin kayak keyfi meselesi haber oldu.

Yanarak can verenlerin yakınlarını ,kızarmış piliç tırında teşhis etmek zorunda kalışları ile içimiz daha da yandı ,bunu da konuştuk.

Aslında en iyi bildiğimiz şeyi yaptık:Konuştuk,konuştuk,konuştuk…

Her bir birey, kendi başına en iyisini biliyordu çünkü. Konuştukça bölündük.

Yine konuşacağız, yine farklı ölüm rakamları tarihe bir not düşülürken ;sabit bir “sıfır” onlara eşlik edecek: “İstifa sayısı.”

Bu acı da yurdumda konuşulur,ateş düştüğü yeri yakar.Geride kalanlar için “bir ihtimalle” farklı bir ihmale kadar yeni günler yaşanır. Yeni bir ihmalde ne mi olur? Hani çok konuşulan “Ölünce Beni Kim Yıkayacak “ sorusu vardı ;bu ülkede insanlar, iki yıl önce deprem bölgesinde yıkanamadan toprağa verildi. Daha iki gün önce,- yıkanmak ne demek- ,yanarak can verdi. İnsanlığımızın da bir kısmı böylece küller altında kaldı. Etik denilen şey yandı bitti kül oldu. Kendi içimizde neler neler konuşup bölünüp durduk da, hakkımızı aramak için bir türlü tek vücut olamadık. Peki bugün bizi ya da sevdiklerimizi şans eseri bulmamış bir ihmal, yarın bizi bulduğunda :

“Ölünce bizi kim savunacak??” hadi savundu diyelim.

Adalet yerini bulacak mı?

Giden canlar geri gelir mi?

Yokluğun acısı geçer mi?

Hiçbiri yaşanmadan önlem almak en akıllıcası değil mi?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.