Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Tertemiz delirdik

Yazının Giriş Tarihi: 17.05.2025 15:39
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.05.2025 15:39

1960’lı yıllarda Elazığ’da geçen bu olayın gerçek olduğu söylenir. Akıl hastanesindeki bir personelin ihmali sonucu 423 akıl hastası hastaneden kaçar. Bütün mülki amirler ne yapacağını bilemezken zamanın başhekimi Mutemed Bey: “Bana bir düdük verin, arkamdan bana takılarak gelin” der. Doktor önde ,birkaç personel arkada çuf çuf diye bağırarak trencilik oynar vaziyette hastaneden çıkarlar. Hastaların gideceği her yeri ve şehir merkezini bu şekilde dolaşırlar. Başhekimin taktiği tutar. Bütün deliler kuyruğa girip vagon olurlar ve en önde lokomotif olan başhekim, son olarak yönünü hastaneye çevirerek turu tamamlar. Böylece tüm deliler hastaneye dönmüş olur. Sorun çözülmüştür, herkes memnundur. Kaçan delilerde eksik yoktur. Fakat tam sayım yapılınca toplam sayı 612 olarak belirlenir. (O dönemde ülkedeki üç akıl hastanesinin biri Elazığ’da olduğu için olay burada geçmektedir. Elazığlı okuyucularıma selamlar)

Yıl 2025. Bu ülkenin vatandaşları olarak ruh sağlığımızın yavaş yavaş kemirildiği, inişli çıkışlı akıl almaz yollardan geçiyoruz. Eski düşmanların dost; doğru bildiklerimizin yanlış; kötü bildiklerimizin iyiymiş gibi karşımıza çıkarıldığı bu süreçte, tutarsızlığın manevraları ile birlikte hafızamızın da yok sayılması; hepimizi ruhsal bir çöküntü içine sürüklemekte. Mesela kahvaltıda bir yandan haberlere bakıp dünyayı yakalamaya çalışırken ; diğer taraftan hayatımızın günlük rutinini koordine etmeye çalışan beynimiz, sonrasında her an patlayacak gibi sıkışık bir trafikle boğuşurken, aynı anda haberleri dinliyorsa ne derecede sağlıklı kalabilir.

Günün devamında sosyal medyada başkalarının mutluymuş gibi görünen hayatlarına gömülüyor oluşumuz ,mutlu vitrinlerdeki filtreli hayatlara bakışımız, bizi filtresiz hayatımızda kendi kendimizi boğar hale getirmekte. Ülke gündemi , dünyadan haberler, başkalarının mutlu gibi görünen yaşamları etrafımızda dönerken ,kendimizi garip bir çarkın içinde kaybolmuş halde buluyoruz.

Bütün bunlar, ülkedeki antidepresan kullanımını da etkiliyor tabi. Kayıtlar, son on yılda antidepresan kullanımının %75 oranında arttığını gösteriyor. (kayıt dışı olan kullanımlar hariç tabi.)Sadece kaotik gündem değil; geçmişteki travmalar ya da aile içi problemler sebebi ile de insanların agresif davranışları gözlemlenmekte. Fakat şu da bir gerçek ki ,bunların hiçbiri etrafımızdaki insanlara kötü davranmak için bir gerekçe olamaz. Kişiler ,geçmişte yaşadıklarından sorumlu olmayabilirler ama yetişkin insanlar kendi tedavilerinden de sorumlular. Biz mi zayıf düşüp deliriyoruz yoksa, sistem mi gerçek gündem ve gerçek krizlerle uğraşacağımız yerde bizi suni öfke sebepleri ile delirtiyor onu bilemiyorum. Fakat kesin olan bir şey var ki: Şu anda da birileri trencilik oynuyoruz dese, arkasına takılacak çok deli var.

Son sözü İrlandalı yazar Bernard Shaw’a bırakıyorum , diyor ki: “Yaşadıkça bu gezegenin başka gezegenler tarafından akıl hastanesi olarak kullanıldığına daha çok ikna oluyorum.”

Dip Not: Delilikten söz etmişken, tüm bu kaosun ortasında bir parantez açıp harika bir Tarık Akan filmi izlemek isterseniz 2009 yapımı “Deli Deli Olma” güzel bir film önerisi olabilir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.