Tarafsız haber için doğru adrestesiniz. Haber, Haberler, güncel haberler, internet haber,son dakika haberleri, ogaste.com farkıyla takip edin. En son haberlere bizimle ulaşın.
Yasal Uyarı: Sitemizdeki tüm yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılması kesinlikle yasaktır. -
Copyright© 2006-2024 Tüm hakları saklıdır.
HABER YAZILIMI ve
TURKTICARET.NET projesidir
Özlem Öz
Yeşil sahadaki 'Mansplaining'
Erkeklerin kendi uzmanlık alanları olsun ya da olmasın herhangi bir konu hakkında kadından daha fazla bilgi sahibi olduklarını sanarak açıklama yaptıklarını çok görürüz. Kadınları sessizliğe iten, düşüncelerini değersiz gören, kamusal ya da teknik alanda onlara sınır çizen bu kalıba, biz hiç de yabancı değiliz aslında.
Mansplaining: Literatürde,bir erkeğin bir kadına patronluk taslayarak açıklama yapması, cümlesini yarıda kesmesi, görüşlerini dikkate almaması olarak tanımlanmaktadır. Batıda, iş dünyasında kullanılan bu terimin âlâsını ,biz bu topraklarda yüzyıllardır görmekteyiz . “Saçı uzun aklı kısa,Elinin hamuru ile erkek işine karışma,” söylemleri ile zaten mansplaining yapılmaktaydı fakat Sivasspor-Fenerbahçe maçı karşılaşma öncesi pankartı ile bir kez daha yüzümüze yumruk gibi inmiş oldu.Maç öncesi oyuncuların taşıdığı “Doğal Olan Normal Doğum” pankartı elbette sosyal medyaya damgasını vurdu. Oyuncuların tamamı erkek, seyircilerin %95’ i erkek olmasına rağmen ;kadının vermesi gereken karar ile ilgili pankart açılınca elbette çok yoğun bir eleştiri yağmuruna maruz kaldılar. Hatta Sivasspor’un Arnavut futbolcusu Rey Manaj, bu pankart sebebiyle şahsı adına özür diledi.
Aslında bu pankart ile toplum olarak iki yumruk birden yemiştik.İlki ,kadın ve doğum bir bütün iken ,erkeklerin “bu konuda biz en iyisini biliyoruz.”minvalinde meydana çıkıp fikir beyan etmeleriydi, ki burada mansplaininigin zirvesini gördük.
Diğeri ise onlar normal doğumdan bahsederken daha farklı meselelerle yüz yüze geliyor oluşumuzdu. Aynı saatlerde başka bir acı haber burktu içimizi. Niğde’de 14 yaşındaki Abdurrahman Özkul , çalıştığı fabrikada kolunu makineye kaptırarak hayatını kaybetmişti. Son bir haftada 3 ; son bir yılda 71 ;son on yılda ise 700’den fazla çocuk işçinin ölmesi normal miydi de ;normal doğum mevzubahis edilir olmuştu. Çocuk işçileri çalıştıranların, bu konuyu denetlemeyenlerin, kısacası sorumluların maalesef bu kadar konuşulmaması normal miydi?
Doğum konusu, anne adayının özelinde bir konu iken, çocuğun nasıl doğduğu değil; esas mesele o çocuğun nasıl besleneceği, güvende olup olmadığı, nasıl bir eğitim alacağı , kısacası çocuğun nasıl yaşayacağıdır. Son örnekteki çocuğun nasıl doğduğunu hiçbirimiz bilmiyoruz, hiç de önemli değil. Ama kopan kolu ile hastaneye kaldırıldığını ve kurtarılamadığını artık hepimiz biliyoruz. Normal olan, o çocuğun o yaşta okul sıralarında olmasıdır. Normal olan ,çocukların sağlam bir gelecekte, insanca yaşayabileceklerine kafa yorulmasıdır .
Albert Camus’un ,
“Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız,o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın.” diyor
Artık hepimizin aşina olduğu bir söz olsa da; ben bu yazıya mansplaining ile özdeşleşen başka bir söz daha bırakıyorum.
Charlotte Perkins Gilman der ki:
“Kadınlar gelişmemiş erkek değildir.
İnsanlığın yarısını oluşturan kadınlar, gelişmesi engellenmiş insanlardır.”