Yeryüzünü değiştirmek, savaşın getirdiği yıkımları önlemek, tarihsel-kültürel mirası korumak amacıyla İkinci Dünya Savaşı sonrasında UNESCO kuruldu.

195 dünya devletinin üye olduğu bu örgütün kurucuları arasında Türkiye de vardı.

BM’ye bağlı bu önemli kuruluşu ülkemizde Türkiye Milli Komisyonu temsil ediyor.

****

İlker Özarslan’ın başkanlığını yürüttüğü Bursa UNESCO Derneği ise etkinlikleri ve duruşuyla ön plana çıkıyor.

Bursa’nın, Türkiye’nin kültürel mirasının korunması için Misi’de müze kurdu, sözel, (somut olmayan) ve maddi mirasın korunması konusunda yoğun çalışmalar yürütüyor.

*****

Başkan Özarslan, Misi’deki tarihi binada sürece ilişkin bilgilendirme yaparken iki konu öne çıktı.

Birincisi, İznik’in UNESCO tarafından elenmesiydi.

AKP iktidarının her yeri cami yapma önyargılarının kurbanı olduk; İznik UNESCO’nun korunması, gezilip görülmesi gereken miras listesinden çıkarıldı.

Ki bir dönem AK Parti’nin kurucu il başkanlığına adı geçen İlker Özarslan, “Hıristiyanlar geliyor, ibadet edecek, haç çıkaracak yer arıyor. Bulamıyorlar. Osmanlı, Selçuklu kültürünü ön plana çıkarmaları listeden çıkarılma nedenleri arasında sayılıyor” dedi.

****

Hiç unutmuyorum, İbrahim Öge başkanlığında Yeni Dönem gazetesi olarak Başkan Kağan Usta’yı ziyaret etmiştik. Bir sorum üzerine “Ben turizmci olarak Ayasofya’nın cami yapılmasına taraf değilim. İznik’e gelen turist sayısında azalma oldu” demişti.

Sonrasında bu sözlerini inkar etti ama söyledikleri doğruydu.

İznik merkezde o kadar cami varken, Hıristiyanlar açısından kutsal sayılan Ayasofya’nın cami yapılması büyük yanlıştı.

Ve o yanlışın baş mimarı da Bülent Arınç’tı.

****

Ha unutmadan belirteyim, UNESCO’nun İznik’i listeden çıkarmasının bir nedeni de surlarının korunmaması olarak kayıtlara geçti.

Eski Başkan Alinur Aktaş ne yazık ki bu konuda da bir adım atmadı, sözlerinin arkasında duramayan Kağan Mehmet Usta ise olumsuz sonuçları sadece seyretti.

Tarihi surlarını üzerine iç çamaşır asılmasına da UNESCO onay vermedi.

****

İlker Özarslan’ın bir başka vurgusu, okullardaki UNESCO kulüplerine ilişkindi.

Mili Eğitim’den doğru düzgün bilgi alamadıklarını, Türkiye genelinde 200, Bursa’da ise iki okulda bu önemli kuruluşun temsilcileri olduğunu öğrendiklerini belirtti.

Başkan konuşurken düşündüm, elbette olmaz. Çünkü Milli Eğitim’in bütün çabası imam hatiplerle, tarikat-cemaatlerin önünün açılması olduğu için bilim, kültür, eğitim alanında dünya çapındaki bu kuruluşla ilgilenmez.

Akıl, bilim yerine inancı öne alırsan dünyadan da geri kalırsın.

*****

Bu yazının dipnotu: Türkiye olarak 30 Somut Olmayan Kültürel Miras’a sahibiz. 

BAŞKAN BOZBEY’LE KEYİFLİ BİR SABAH KAHVALTISI

Siyaset mezarlığında yerini alan Anavatan Partisi Gençlik Kolları, arkadaş grubu olarak faaliyetlerini sürdürüyor.

Ayda bir yemek yiyorlar.

Son zamanlarda buluşma mekanları Odunluk’taki Sağıroğlu Et Lokantası…

Grubun adı da Haşlama…

Karadeniz’de meşhurdur Haşlama; sabah kahvaltısı yerine geçen bu sulu et yemeği yiyeni akşama kadar tok tutar.

****

Ben de Şenol Kul’un çağırısı üzerine bu gruba dahil oldum. Bir basın buluşması sonrasında Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e katılmasını rica etmiştim. 

Sağolsun, kırmadı, geldi. 

Güzel zaman geçirdik.

Vedat Kantar’ın zarif uyarı ve önerileri, Şenol Kul’un esprileri yağmurlu havayı ısıttı.

O kadar ki Mustafa Başkan bile kalkmak istemedi, özel kalem yetkililerinin huzursuzluklarına bakarak, “Başkanım millet hizmet bekler, daha fazla zamanını almayalım, hadi işbaşına” demek zorunda kaldım.

Size Haşlama Grubunu tanıtayım: Şenol Kul, Çetin Sabırlı, Vedat Kantar, Basri Kumova, Ceyhun Özüm, Altan Ulutaş ile Mustafakemalpaşa Bal-Göç Başkanı Hüseyin Aslan.